İYİ PARTİ GENEL BAŞKANI MERAL AKŞENER GRUP TOPLANTISINDA KONUŞTU.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün TBMM’de, grup toplantısında konuştu. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Akşener, özetle şunları söyledi:
“MECLİS’İN ETKİN DENETİMİ DEYİNCE İKTİDARDAKİLERİ HEMEN BİR RAHATSIZLIK ALIVERDİ”
“Altı siyasi parti olarak, geniş bir mutabakat zemininde hazırladığımız, Anayasa Değişikliği önerimizi milletimizle paylaştık. Kurucu değerlerimize sadık kalarak; Meclis’i güçlü, yargıyı bağımsız, yürütmeyi de istikrarlı hale getirmek için ortaya koyduğumuz bu önemli çalışma ülkemizin kalkınması ve demokratikleşmesi yolunda, atacağımız adımları tariflerken, aynı zamanda, istibdada karşı hürriyetin sesini savunuyor. Tabi biz bu önerimizle kuvvetler ayrılığının tesisi, Partili Cumhurbaşkanı döneminin sonu, meclisin etkin denetimi deyince; iktidardakileri hemen bir rahatsızlık alıverdi.
“POLİTİKA FAİZİNE ‘ERDOĞAN FAİZİ’ DİYEBİLİRİZ”
Sayın Erdoğan her ne kadar faize karşı zafer kazanmış gibi nutuklar atsa da, atsan da milletimizin yaşadığı gerçekler maalesef değişmiyor. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ yalanına artık kimse inanmıyor. Çünkü çarşıdaki, pazardaki pahalılık vatandaşlarımızın canını yakmaya aynen devam ediyor. Mutfaklardaki yangın büyüyerek devam ediyor. Memur, esnaf, emekli, asgari ücretli,enflasyon canavarının altında ezilmeye devam ediyor. Ama Bay Kriz’e göre artık sıra enflasyondaymış. Aklınca faizi halletti ya şimdi sıra enflasyona gelmiş. Biliyorsunuz en son ‘Merak etmeyin, o da inecek’ dedi. Tabi bu aslında olumlu bir gelişme. Çünkü hatırlasınız kendisi uzun bir süre enflasyonun varlığını bile kabullenememişti. Sonrasında ‘enflasyon demesek, hayat pahalığı desek’ diyerek işi iyice lakayıtlığa vurmuştu. Ve bu yılın başından beri de enflasyon için düşüş tarihi vermeye çalışıyor. ‘Mart’ta düşecek’ dedi olmadı. ‘Nisan’da düşecek’ dedi, olmadı. ‘Mayıs’ta düşecek’ dedi, yine olmadı. Şimdi artık tarih de veremiyor. ‘3 vakte kadar’ edebiyatıyla, konuyu geçiştirmeye çalışıyor.
“MİLLETİMİZ ARTIK MARKETE GİTMEK İSTEMİYOR”
Milletimiz artık markete gitmek bile istemiyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü parasının yetip yetmeyeceğini bilemiyor. Çünkü kasada mahcup olmaktan çekiniyor. Çünkü aldığı ürünleri iade etmek zorunda kalmaktan korkuyor. Ama biz bu gerçekleri dile getirdikçe iktidar bize: ‘Abartıyorsunuz’ diyor, ‘Yaygaracılık yapıyorsunuz’ diyor, ‘Yalan söylüyorsunuz’ diyor.
Her evin vazgeçilmezi sütün 1 litresinin fiyatı 2021 yılının kasım ayında 7,13 lirayken, 2022 yılının Kasım ayında 15 buçuk liraya çıkmış. Yani 1 yıllık artış oranı yüzde 117,4 olmuş. 1 kiloluk beyaz peynirin fiyatı 2021 yılının Kasım ayında 32,89 lirayken, 2022 yılının Kasım ayında 85,80 liraya çıkmış. Yani 1 yıllık artış oranı yüzde 160,9. Mesela, 1 kilo yoğurdun fiyatı 8,74 lirayken 17,98 liraya çıkmış. Yani 1 yıllık artış, yüzde 105,6. Mesela 1 kilo patlıcan 7,12 lirayken 18,90 liraya çıkmış. Yani 1 yıllık artış, yüzde 165,6. 1 kilo domates 7,36 lirayken 19,90 liraya çıkmış. Yani 1 yılda yüzde 170,3 artmış. 1 kilo salatalık 5,46 lirayken 11,90 liraya çıkmış. Yani 1 yılda yüzde 118,1 artmış. 1 kilo limon 4,39 lirayken 13,90 liraya çıkmış. Yani 1 yılda yüzde 216,8 artmış. 1 kilo elma geçen sene 5,38 lirayken bu sene 14,90 lira olmuş. Yani 1 yılda, yüzde 177 zamlanmış. 1 kilo pirincin fiyatı 13,04 lirayken bir senede 27,50 liraya çıkmış. Yani yüzde 110,9 artmış. 1 kiloluk toz şekerin fiyatı 2021 yılının Kasım ayında 6,91 lirayken, 2022 yılının Kasım ayında 24 liraya çıkmış. Yani 1 yıllık artış oranı yüzde 247,4. Ancak tüm bu rakamların karşısında TÜİK’e göre şeker yalnızca yüzde 153 artmış.
“DURMAK YOK ARTIK YOLUN SONU YAKIN”
Ne demişler? Yalancının mumu, yatsıya kadar… Hal böyleyken iktidarın mumu da artık seçime kadar. Giderayak sönmekte olan, iktidar mumunun, cılız ışığında durmak yok, yalana devam Sayın Erdoğan. Durmak yok, masala devam Sayın Erdoğan. Durmak yok, artık yolun sonu yakın Sayın Erdoğan. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinde bu kadar beceriksiz böylesine ciddiyetsiz bir iktidar daha görülmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinde milletimizin taleplerine böylesine kulak tıkayan yaşadığı acılara bu denli göz yuman bir iktidar daha görülmemiştir.2022 bütçe harcama büyüklüğünün 1 trilyon 751 milyar lira olması planlanmıştı. Şimdi ise iktidar bunun 3 trilyon 134 milyar lira olacağını söylüyor. Yani yıl sonu itibariyle bütçe başlangıç miktarının neredeyse iki katına çıkıyor. İkinci Dünya Savaşı koşulları altındaki 1943 yılından beri böyle bir şey hiç yaşanmamış. 79 yıl aradan sonra Bay Kriz ülkemize, 2’nci dünya savaşı şartlarını yaşatmayı, başarmış bulunuyor. Bu olağanüstü başarısızlıktan ötürü başta Sayın Erdoğan olmak üzere liyakat abidesi AK Parti ekonomi kadrosunu kutluyorum.
Bir yanıt yazın