Gündem/Siyaset/ 11 Ekim 2023 / İyi Haber Tv / 188 kez okundu

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den İncirlik Resti.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

Akşener; Tekirdağ ve Afyonkarahisar’daki bazı ilçelerin belediye başkan adaylarını ilan etti.

Tekirdağ’da Şarköy ilçe Belediye Başkan Adayını Hüseyin Akkoç, Süleymanpaşa ilçe Belediye Başkan Adayını Barış Bilge olarak açıkladı.

Afyonkarahisar’da Dazkırı ilçe Belediye Başkan Adayını Güneş Zengin, Başmakçı ilçe Belediye Başkan Adayını Muhammed Şentürk olarak açıkladı.

İYİ Parti’nin Karabük Safranbolu Belediye Başkan Adayı ise Hakan Peker oldu.

‘’BAS MÜMİNİN DALINA GÖR ONDAKİ İMANI’’

Akşener, Peker özelinde tüm adaylara başarılar dileyerek; ‘’Hakan kardeşim ayrıca bir teşekkürüm var ekstradan. İYİ Parti’yle yol yürümek kolay bir iş değil. Her taraftan taş atılan bir siyasi yapıyı bir eskilerin bildiği bir cümle vardır; ‘Bas müminin dalına gör ondaki imanı’ Biz habire iman görüyoruz yani. Nasırlara bastığımız için dolayısıyla ne İsa’ya ne Musa’ya gidemedik. Bir türlü yaranamadık. Bir sanatçı, hayatını o yönde kazanan bir arkadaşımız; memleketinde, doğduğu yerde daha iyi işler yapmayı göze alarak belediye başkan adayı oluyor ve kayıplarının hiçbiri umurunda değil. Allah razı olsun hepinizden, çok teşekkür ediyorum.’’ diye konuştu.

‘’İYİ PARTİ’YE GÖNÜL VEREN HERKESİ ZÜBEYDE FİLMİNİ İZLEMEYE DAVET EDİYORUM.’’

Ayrıca yarın galası yapılacak olan Zübeyde filmini izlemeye gideceğini ifade eden Akşener, herkese bu filmi izlemelerini tavsiye ederek; ‘’Zübeyde Hanım, Atatürk’ün anası; en fazla hakarete uğrayan son dönemde iftiraya uğrayan bir kadın. Oğluna duyulan alerjinin kendisine yansıtıldığı bir kadın. Harama el uzatmamış bir kadın. 5 vakit namazlı, Kur’anı Kerim okuyan Allah’a sığınmış, Allah’a teslim olmuş bir kadın. Bu kadına Türkiye’de oğlunu aşağı düşürmek için yapılmayan hakaret, edilmeyen iftira kalmadı. İYİ Parti’ye gönül veren herkesi bu filmi izlemeye ve Zübeyde filmine gidip seyredip ve oraya destek olmaya davet ediyorum.’’ dedi.

Konuşmasına, iktidarın ekonomi yönetimini eleştirerek başlayan Akşener, iktidarın ekonomide aldığı tedbirlerin geçiştirici ve günü kurtarmaya yönelik olduğunu ifade etti.

Akşener, Merkez Bankası Başkanlığına atanan Gaye Erkan’ı ve ekibini tebrik ederek konuşmasına devam etti.

‘’GIDA ENFLASYONU, EN ÖNEMLİ MİLLÎ GÜVENLİK SORUNLARIMIZDAN BİRİ HÂLİNE GELDİ!’’

Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan’ın enflasyonun Mayıs ayına kadar artarak süreceğini ve kalıcı iyileşmenin 2025 yılında hissedileceğine ilişkin sunumuna dair konuşan Akşener; ‘’Biz İYİ Parti olarak bugüne kadar her fırsatta söyledik: ‘Hayat pahalılığı ile mücadele, sadece Merkez Bankası’nın, faiz politikalarına bırakılamaz.’ dedik. ‘Enflasyonla mücadele ciddiyetle ve çok yönlü ele alınması gereken istikrar isteyen bir iştir.’ dedik. Sadece söylemekle de kalmadık. Bu kürsüye, milletin kürsüsüne defalarca çiftçilerimizi çıkardık. Hem tarımda gelinen korkutucu tabloya hem de iklim krizine dikkat çektik. Peki iktidar ne yaptı? Türk çiftçisinin, arkasında durmak yerine, ithalata yüklenip yabancı ülkelerin çiftçisini ihya etti. İklim kriziyle mücadele için de sadece bakanlığın adını değiştirdi. Ve maalesef, bugün gelinen noktada, yıllardır uygulanan yanlış tarım politikaları sonucunda çiftçimiz artık tarlasını ekmez oldu. Gıda enflasyonu en önemli millî güvenlik sorunlarımızdan biri hâline geldi.’’ dedi.

‘’ENFLASYONLA SAMİMİ BİR MÜCADELE YAPACAKSANIZ İŞE TARIMDAN BAŞLAYACAKSINIZ.’’

İktidara, enflasyonla nasıl mücadele edilmesi gerektiğine dair çözüm önerilerini anlatan Akşener; ‘’Eğer ki enflasyonla samimi bir mücadele yapacaksanız işe tarımdan başlayacaksınız. Ayrıca sanayi politikasındaki ithalat bağımlılığını azaltacaksınız ki kur her zıpladığında enflasyon da artmasın. Ticaret politikasında üretim zincirinin tekelleşmesinin önüne geçeceksiniz. Maliye politikasında ise önce kendinizden lüksünüzden tasarruf edeceksiniz. Çünkü saray hayatınızı, lüks ve ihtişam merakınızı sürdürmek için arttırdığınız vergiler hem enflasyonu tırmandırıyor hem de dar ve orta gelirli vatandaşlarımızı her gün daha da fakirleştiriyor. İşte tüm bunları istikrarla yaparsanız enflasyonla mücadelede başarı sağlarsınız. Ama yok sadece Merkez Bankası’nın Sayın Erdoğan’ı giderek kızdıran faiz artışlarına bel bağlarsanız ne enflasyon düşer ne de Merkez Bankası yönetimi 2025’i görebilir. Bizden söylemesi…’’ diye konuştu.

‘’BUGÜN ASGARİ ÜCRETİN NETİ 11.402 LİRAYKEN; EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞI 7.500 LİRA!’’

Türkiye’de giderek zorlaşan hayat şartlarına vurgu yaparak konuşmasına devam eden Akşener, en düşük emekli maaşı olarak 7.500 TL alan emeklilere dikkat çekti.

2002’nin Ocak ayındaki en düşük emekli maaşıyla günümüzü kıyaslayan Akşener; ‘’2002 yılının Ocak ayında en düşük emekli aylığı 216 liraydı. Peki asgari ücret ne kadardı biliyor musunuz? 163 lira 50 kuruş. Yani 2002 yılında en düşük emekli aylığı net asgari ücretin 1,3 katıymış. Eğer bu oran bugün geçerli olsaydı, en düşük emekli maaşının 14.800 lira olması gerekirdi. Ama bugün asgari ücretin neti 11.402 lirayken; en düşük emekli aylığı 7.500 lira. Yani oran, tersine dönmüş. Asgari ücret, emekli aylığının 1 buçuk katına çıkmış. Yani Ak Parti iktidarından önce emeklilerimiz asgari ücretin üzerinde emekli aylığı alırken 20 yılın sonunda bu durum tam tersine dönmüş.’’ diye konuştu.

‘’EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞININ 13 BİN LİRA CİVARINDA OLMASI GEREKİYORDU.’’

Günümüz koşullarına göre 7.500 TL maaş alan bir emeklinin geçinemeyeceğini vurgulayan Akşener; emekli maaşlarının TÜİK’e göre değil, gerçek fiyat artışlarına göre yapılsaydı oluşacağı tabloyu şu sözlerle anlattı:

’Mesela emekli maaşlarını, patates cinsinden ödüyor olsaydık; bugün en düşük emekli maaşının 12.200 lira olması gerekiyordu. Mesela yumurta cinsinden ödüyor olsaydık bugün en düşük emekli maaşının 11.300 lira olması gerekiyordu. Mesela; süt cinsinden ödüyor olsaydık bugün en düşük emekli maaşının 13.500 bin lira olması gerekiyordu. Mesela tavuk eti cinsinden ödüyor olsaydık; bugün, en düşük emekli maaşının 14.200 lira olması gerekiyordu. Mesela margarin cinsinden ödüyor olsaydık; bugün en düşük emekli maaşının 14.400 bin lira olması gerekiyordu. Yani iktidar emekli maaşlarını TÜİK’in, uydurma rakamlarına göre değil de çarşının pazarın, gerçek fiyatlarına göre düzenleseydi; şu anda en düşük emekli maaşının 13 bin lira civarında olması gerekiyordu.’’ diye konuştu.

‘’BİR KEREYE MAHSUS 5 BİN LİRA VERMEK YETMEZ!’’

En düşük emekli maaşı konusunda iktidara bir kez daha seslenen Akşener; ‘’Böyle haksızlık, böyle adaletsizlik olmaz. Bu yanlışı derhâl düzeltin. Bir kereye mahsus, 5 bin lira vermek yetmez! Sadaka mı dağıtıyorsunuz? Kendinize gelin! Emekli maaşlarını, derhâl asgari ücret seviyesine çıkartın! Asgari ücreti de, gerçek enflasyona göre ayarlayın! Milletimizin hiçbir ferdi geçim sıkıntısıyla, ömür tüketmeyi hak etmiyor. Yazıktır, günahtır.’’ dedi.

‘’HAMAS YAPMIŞ OLDUĞU BU EYLEMLER İLE FİLİSTİN HALKININ HAKLI MÜCADELESİNE KARA BİR LEKE SÜRMÜŞTÜR.’’

Akşener, konuşmasına geçtiğimiz hafta sonundan beri İsrail-Filistin ekseninde başlayıp dün itibariyle Suriye ve Lübnan’a da yayılan çatışmalara değinerek devam etti.

Yaşanan çatışmaların bölgede uzun süreli sonuçları olacağının altını çizen Akşener, bu olaya Türkiye’den verilen tepkilerin bir turnusol kâğıdı olduğunu belirtti.

Teröre hiçbir kılıf uydurulamayacağını vurgulayarak; ‘’Yıllarca, pkk/ypg terörüyle mücadele etmiş bir ülke olarak biliyoruz ki teröre hiçbir kılıf uydurulamaz. İşte bu yüzden hedefine sivilleri alan, kadın bedeni üzerinden, çirkin ve kirli bir propagandaya dönüşen her türlü saldırı kim tarafından yapılmış olursa olsun; bir insanlık suçudur, bir ahlak suçudur, bir terör suçudur. Gazze’de yaşananlar terördür. Ve Hamas yapmış olduğu bu eylemler ile Filistin halkının haklı mücadelesine kara bir leke sürmüştür.1967 sınırları çerçevesinde bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulma çabaları sürerken bölgenin istikrara kavuşması için dünya kamuoyu destek verirken, bu terör eylemi en büyük zararı Filistin halkına vermiştir. Ve nitekim yıllardır uluslararası hukuku çiğneyen İsrail’i, bugün dünya kamuoyu nazarında mağdur hâline getirmiştir.’’ diye konuştu.

‘’DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NIN SERGİLEMİŞ OLDUĞU SAĞ DUYULU VE DENGELİ DURUŞU DOĞRU BULUYORUZ’’

Yaşanan savaş süreci sırasında Türkiye’nin tutumuna ilişkin konuşan Akşener; ‘’Biz İYİ Parti olarak her konuda olduğu gibi bu konuda da Türkiye’nin her şeyden önce millî menfaatlerimiz çerçevesinde hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda Dışişleri Bakanlığı’nın bugüne kadar sergilemiş olduğu, sağ duyulu ve dengeli duruşu doğru buluyor en azından şu ana kadar eski hatalardan ders çıkartılmış olmasından memnuniyet duyuyoruz. Konuyu uluslararası hukuk çerçevesinden değerlendiren ve bölgede barışın tesis edilmesini önceleyen mevcut yaklaşımı destekliyoruz.’’ dedi.

‘’NASIL Kİ HAMAS’IN UYGULADIĞI TERÖRÜN KARŞISINDA DURUYORSAK; İSRAİL’İN BAYRAM GÜNÜ KUDÜS’TE MÜSLÜMANLARA ATEŞ AÇAN TERÖRÜNÜN DE KARŞISINDA DURUYORUZ!’’

Filistin-İsrail arasında yaşanan savaş sürecinin Türkiye’ye yansımalarında birbirine zıt ama aynı oranda tehlikeli iki anlayış olduğunu vurgulayan Akşener; ‘’Bir tarafta; Hamas’a, ‘din kardeşlerimiz’ diyerek yapılan terör eylemini meşrulaştırmaya çalışan sığ bir zihniyetin temsilcileri var. Diğer tarafta ise; ‘Filistin hükûmeti, Türkiye’ye karşı Ermeni lobisinin yanında durdu. Filistin hükûmeti, Uygur Türklerine karşı Çin’in yanında durdu. Filistin hükûmeti, Kıbrıs Türklerine karşı Rum yönetiminin yanında durdu. Öyleyse biz de Filistinlilere karşı İsrail’in yanında durmalıyız.’ diyenler var. Doğrudur, Filistin hükûmeti Türkiye’ye bu kötülükleri yaptı. Ama basiretsiz Filistin hükûmetinin Türk düşmanı tavırlarını bölgede can çekişen Filistin halkına mâl edemeyiz. Nasıl ki Hamas’ın uyguladığı terörün, karşısında duruyorsak İsrail’in, bayram günü, Kudüs’te, Müslümanlara ateş açan terörünün de karşısında duruyoruz! Nasıl ki Hamas’ın, sivilleri hedef alan eyleminin karşısında duruyorsak; İsrail’in de ‘savaş’ diyerek meşru göstermeye çalıştığı ama Gazzeli sivilleri hedef alan eylemlerinin de karşısında duruyoruz.’’ diye konuştu.

‘’TÜRKİYE OLARAK BİZ HER DAİM; HAKKI, MERHAMETİ VE VİCDANI SAHİPLENEN TARAF OLMALIYIZ!’’

Bölgede barışın tesis edilmesi için Türkiye’nin konumuna ilişkin konuşan Akşener; ‘’Eğer bölgede, barışı tesis edeceksek İsrail’in gaddarlığını sahiplenen Batı ile terörü bile sahiplenen Doğu arasında Türkiye olarak biz her daim; hakkı, merhameti ve vicdanı sahiplenen taraf olmalıyız! Müslümanlara zulmetmeyi, meşru gören Haçlı zihniyeti ile yüce dinimizi, teröre paravan yapmaya kalkan, cehaletin arasında; Türkiye olarak, biz adaleti, barışı ve huzuru savunan taraf olmalıyız!’’ dedi.

‘’Çünkü Türkiye’yi, 2’nci Dünya Savaşı’nın yıkımından koruyan, Kore’de Türk’ün kudretini, tüm dünyaya gösteren; Akdeniz’in ortasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurduran, terörist başını Suriye’den çıkartıp kapı kapı gezdiren güçlü Türk dış politikası pratiği bunu gerektirir! Cumhuriyetimizin birikimi, anlayışı ve vizyonu, bunu gerektirir! Atatürk’ümüzün, ülkemizi, medeni milletler ailesinin, onurlu bir üyesi yapma gayretinden; millî çıkarlarımız odaklı, dış politika anlayışından hamaset yerine, aklı önceleyen siyaset felsefesinden ve egemenlik kavramına verdiği önemden aldığımız ilham bunu gerektirir!’’ diyerek Türkiye’nin yakın tarihindeki dış politikadaki başarılarından ilham alması gerektiğini vurguladı.

‘’İKTİDAR MENSUPLARINDAN ÜLKEMİZİN, DIŞ POLİTİKADA ALACAĞI TAVIR İLE İLGİLİ BİZLERİ BİLGİLENDİRMELERİNİ İSTEDİK.’’

İYİ Parti olarak dış politikada yaşanan gelişmeleri millî bir mesele olarak gördüklerinin altını çizen Akşener; ‘’Biz, İYİ Parti olarak dış politikayı millî bir mesele olarak görüyoruz. Bu nedenle geçtiğimiz günlerde, iktidar mensuplarına bir çağrıda bulunduk. Türk devlet geleneğimizin gereğini yerine getirmelerini ve bu doğrultuda ülkemizin, dış politikada alacağı tavır ile ilgili bizleri bilgilendirmelerini istedik. Bu talebimizi, sizlerin huzurunda buradan bir kez daha yineliyorum. Ayrıca bu vesileyle başta İsrail ve Filistin olmak üzere herkesi soğukkanlı olmaya; intikam duygularıyla değil, meseleye kalıcı bir çözüm bulmak için sağduyulu davranmaya davet ediyor; bu bölgenin artık kan, gözyaşı ve şiddet ile değil, barış, refah ve kalkınmayla anılmasını temenni ediyorum.’’ dedi.

‘’ŞİMDİ ÖNÜMÜZDE BÖLGENİN BARIŞ VE İSTİKRARI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR FIRSAT VAR.’’

Konuşmasına Karabağ’da yaşanan gelişmelere dikkat çekerek devam eden Akşener, 19 Eylül’de Azerbaycan ordusunun Hankendi ve civarında yürüttüğü antiterör operasyonlarına değindi.

Yaşanan gelişmelere ilişkin; ‘’Şimdi önümüzde bölgenin, barış ve istikrarı için çok önemli bir fırsat var. Bu fırsat, iyi değerlendirilebilirse Azerbaycan ile Türkiye arasında doğrudan ve kesintisiz ulaşım sağlanacak ve böylece Türk Dünyası’nın entegrasyonu için tarihi bir adım atılmış olacak. Ayrıca, Zengezur Koridoru’nun açılıp Orta Koridor’a bağlanması; Ermenistan da dâhil olmak üzere tüm bölge ülkelerinin ekonomisine büyük katkılar sağlayacak. Kaos ve çatışma yerine, bölgede huzur ve istikrar hâkim olacak. Hatta eğer bu başarılabilirse Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme sürecinin de normal ve meşru bir işleyişle sağlıklı bir neticeye ulaşacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.’’ dedi.

‘’KARABAĞ TÜRK’TÜR! KARABAĞ TÜRK’ÜNDÜR! KARABAĞ AZERBAYCAN’INDIR!’’

Bu fırsatların beraberinde tehditlerle de getirdiğini ifade eden Akşener, bölgede oluşabilecek terör yapılanmasının temellerinin atılmasına dikkat çekerek; ‘’Sınırlarımızdaki gevşekliği derhâl gidermeli ve hudutlarımızı terörist geçişine karşı daha sıkı biçimde korumalıyız. Bu terör oluşumunun, diplomatik yollarla bertarafı için de tüm bilgi ve belgeleri uluslararası kamuoyuna taşımalı, teröre yatırım yapmanın kaçınılmaz sonuçlarını Ermenistan’a anlatmalı böylece yine tarihi bir hata yapmasının önüne geçmeliyiz. Başta Ermenistan hükûmeti olmak üzere herkes bir gerçeği çok iyi bilmelidir: Karabağ Türk’tür! Karabağ Türk’ündür! Karabağ Azerbaycan’ındır! Terörün hiçbir çeşidi de bu gerçeği değiştiremeyecektir! Bu vesileyle bir an önce bölgede barış ve huzurun sağlanmasını diliyor, can Azerbaycanlı kardeşlerimize sevgi ve muhabbetlerimizi sunuyorum.’’ diye konuştu.

‘’IRAK VE SURİYE TEZKERELERİ KAPSAMINDA VERDİĞİMİZ DESTEĞİ SÜRDÜRECEĞİZ.’’

Türkiye ve çevresinde türemiş ve türetilmiş terör örgütlerinin ortak noktasının Türk düşmanı olmak; Türk milletine, Türk devletine ve Atatürk’e alerji duymak olduğunu söyleyen Akşener; ‘’Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin millî birliğine ve toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan her türlü terör örgütü ile mücadelesi haklıdır ve meşrudur. İsmi, coğrafyası, ambalajı ne kadar değişirse değişsin pkk’nın şubeleri olan ypg/pyd de terör örgütüdür. Biz de Suriye ve Irak’ta bu terör odaklarına karşı yürütülen tüm askerî operasyonlarımızı destekliyoruz. Nitekim dün, grup başkanvekilimizin de açıkladığı üzere önümüzdeki süreçte, Gazi Meclis’imizde görüşülecek olan Irak ve Suriye tezkereleri kapsamında da verdiğimiz bu desteği sürdüreceğiz.’’ diyerek teröre karşı birliktelik vurgusuyla geçtiğimiz Pazar günü Suriye’nin kuzeyinde başlayan sınır ötesi operasyonda görev alan güvenlik güçlerine başarılar diledi.

‘’TERÖR ÖRGÜTÜNÜN DİBİNDE ABD ÜSLERİ NE ARIYOR?’’

Geçtiğimiz hafta sınır ötesinde terör yuvalarında yürütülen operasyonlar esnasında Türkiye’ye ait bir SİHA’nın ABD tarafından düşürülmesine ilişkin Akşener; ‘’Asıl sorgulamamız gereken SİHA’mızın ABD üssüne ne kadar yaklaşıp yaklaşmadığı değil, terör örgütünün dibinde ABD üslerinin ne aradığıdır! Bunu sormak zor, bunu sorgulamak zor. Bunu sorduğun, bunu sorguladığın an gereğini yapmak zorundasın. Ciddi bir devlet olarak gereğini yapmak zorundasın. Ama onun yerine sosyal medyada başlayan ve sahaya inen ‘Mehmetçik Gazze’ye’ diyen bir söylem son derece daha kolay, daha çok daha emniyetli bu arkadaşlar için. Çünkü kendileri gitmiyor.’’ dedi.

‘’ASKERLİĞİN A’SINDAN HABERİ OLMAYAN, SÜREKLİ KAÇAN BİR GÜRUH ‘MEHMETÇİK GAZZE’YE GİTSİN’ DİYOR!’’

Filistin-İsrail savaş gündeminde sosyal medyada başlayan; ‘’Mehmetçik Gazze’ye’’ söylemlerini sert bir dille eleştiren Akşener; ‘’Hani Hatay’da cenaze yıkarken Suriyeli bir kardeşimizin ‘naaşının’ mis gibi koktuğu, buna karşın depremde vefat etmiş bir Türk vatandaşının, bir Türk’ün cenazesinin; çok pis koktuğunu söyleyen ve hiç kimsenin üzerinde parmağını dokundurmadığı bu kişinin derhâl Gazze’ye gidip şehit olmasında büyük yarar var. Ne güzel iş! Askerliğin a’sından haberi olmayan, sürekli kaçan bir güruh ‘Mehmetçik gitsin’ Mehmetçik bu ülkenin varlığını, birliğini, güvenliğini korumak için var. Onun için gerekirse şehit gerekirse gazi olmak için var. Siz oğlu şehit olmuş bir annenin babanın ‘vatan sağ olsun’ demesinden başka bir şey duyuyor musunuz? Gazi olmuş kardeşlerimizin; kolunu, bacağını, gözünü kaybetmiş kardeşlerimizin ‘vatan sağ olsun’ demekten başka bir tavrını, dilini duydunuz mu? Ama askerlikten kaçanlar bunu anlayamaz. Onlar ancak ‘Mehmetçik şuraya, Mehmetçik buraya’ Bakın; Suriyeliler var, Afganlılar var, pek çok kaçak sığınmacı var. Bu arkadaşlar önlerine geçsin; Halil Konakçı da başta olmak üzere, ceset yıkayan arkadaşlarımız başta olmak üzere, Türkiye’de Suriyeli sığınmacı olarak bulunan insanlar başta olmak üzere; ülkelerindeki savaştan kaçtılar, bari Gazze’ye gidip İsraillileri vursunlar. Hemen! İlk arabaları da ben tutuyorum.’’ dedi.

‘’SAYIN ERDOĞAN VE ARKADAŞLARI BU KİŞİLERE, BU GÜRUHA KARŞI TEDBİR ALMALIDIR!’’

‘’Mehmetçik Gazze’ye’’ söylemini eleştirmeye devam eden Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu sözlerle çağrıda bulundu:

’Bu Türkiye’ye yapılan bu acayip saygısızlığı unutturmak üzere vaveyla ortaya koymaktır. Ve vatan evlatlarının üzerinden ucuz kahramanlık yapmaktır. Bunlar her şeyi ciddiyetsiz hâle getirir. Gerçekten ciddiyetsiz hâle getirir. Filistin’le İsrail arasında gayret gösteren bir 3. yolu bulabilecek Türkiye’yi de gerçekten ucuz hâle getirir. Ben sayın Erdoğan ve arkadaşlarının bu kişilere, bu güruha karşı tedbir almalarını buradan kendilerine iletiyorum.’’

‘’ASIL SORGULANMASI GEREKEN SİHA’MIZI DÜŞÜREN ABD UÇAĞININ NEREDEN HAVALANDIĞIDIR!’’

ABD tarafından düşürülen Türk SİHA’sına ilişkin konuşmaya devam eden Akşener; ‘’Asıl sorgulanması gereken; SİHA’mızı düşüren ABD uçağının nereden havalandığıdır! Eğer iddia edildiği gibi İncirlik’tense yazıklar olsun size!  Pentagon’dan yapılan açıklamaya göre; ABD düşürdüğü SİHA’nın, Türkiye’ye ait olduğunu biliyor. Yani Türkiye’ye ait olduğunu bile bile düşürüyor. Hâlbuki bu uçuş, Türkiye’nin uluslararası haklarından kaynaklanan meşru bir uçuştur. Orada uluslararası hukuka aykırı şekilde bulunan ise; Türkiye değil, Amerika Birleşik Devletleri’dir. Hani bizi yerli ve millîlikle imtihan edenler neredesiniz kardeşim? Bütün bunlara baktığınız zaman gerçekten Türkiye’nin bu saygısızlık karşısındaki tutumunu hiç doğru bulmadığımızı ifade etmek isterim.’’ ifadelerini kullandı.

‘’EĞER AMERİKAN DEVLETİ, TÜRKİYE’NİN BU COĞRAFYADAKİ VARLIĞINDAN RAHATSIZSA; DERHÂL TÜRK TOPRAKLARINDA BULUNAN İNCİRLİK ÜSSÜ’NÜ DE BOŞALTMALIDIR!’’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD karşısında gerekli tutumu almadığını vurgulayan Akşener; ‘’İddialara göre bu uçak, Türk SİHA’sını düşürmek üzere İncirlik Üssü’nden yani Türkiye’den havalanıyor. Üstelik resmî kurumlardan bir Allah’ın kulu çıkıp da ‘yok öyle bir şey.’ şu ana kadar demiyor. Bu vahim iddia doğru olsun ya da olmasın; eğer Amerikan Devleti, Türkiye’nin, bu coğrafyadaki varlığından rahatsızsa; derhâl Türk topraklarında bulunan İncirlik Üssü’nü de boşaltmalıdır. Biz de bilelim kim dost, kim düşman, kim müttefik! Aynı zamanda düşürdüğü SİHA için Türkiye’ye gereken tazminatı misliyle ödemelidir. Ancak ibretle görüyoruz ki maalesef, bu rezil hadise de tıpkı askerimizin başına çuval geçirilmesinde olduğu gibi kapatılmaya çalışılıyor. Çünkü, kürsülerden esip gürleyenler, atar gider yapanlar söz konusu ABD oldu mu nedense süt dökmüş kediye dönüyor.’’ dedi.

‘’ABD BU CESARETİ, İKTİDARIN BASİRETSİZLİĞİNDEN ALIYOR!’’

Amerika’nın Türkiye’nin SİHA’sını düşürmesine ilişkin konuşmaya devam eden Akşener, iktidarın ABD ile yürüttüğü politikasını eleştirerek; ‘’Biz biliyoruz ki ABD, bu küstah cesareti, kırmızı halılar ile uğurlanan Rahip Brunson’dan alıyor! ABD bu cesareti, iktidarın basiretsizliğinden alıyor! Hani ABD’ye gidip; ‘Biz sığınmacılara, çok güzel bakıyoruz” diye, şirinlik yapanlar var ya. İşte ABD bu cesareti onlardan alıyor! Hem terör örgütü pkk’ya silah yardımı yapacaksın hem de çocuk kandırır gibi yardımları ypg’ye yaptığını, ypg’nin de pkk olmadığını söyleyeceksin. İşine geldiğinde müttefik edebiyatı yapacaksın; sonra da benim sınırımda, benim SİHA’mı düşüreceksin. Üzerine de pişkin pişkin konuşup kendini haklı çıkarmaya çalışacaksın. Hadi oradan be, hadi oradan!’’ dedi.

‘’YENİ ŞARTLARLA, YENİ BİR DÜNYA KURULUR. TÜRKİYE DE BU DÜNYADA YERİNİ BULUR!”

İktidarın bugüne kadar ABD’ye gereken cevabı veremediğini ifade eden Akşener, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

‘’Her ne kadar bugün iktidar, bu şımarıklığa, bu hadsizliğe gereken cevabı verememiş olsa da; biz İYİ Parti olarak şunu çok iyi biliyoruz ki; tarihin hiçbir zaman tozlanmayan raflarında lazım geldiği her vakit, şu sözü edebilen bir Türk devleti daima var ve payidar olacaktır: Yeni şartlarla, yeni bir dünya kurulur. Türkiye de bu dünyada yerini bulur!”

Henüz yorum yapılmadı...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Haberler

Yazarlar

Dünya