İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu Memleketi Ordu’da Konuştu.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Ordu ziyareti kapsamında Fatsa ilçesinde vatandaşlara seslendi.
İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Vatandaşımın büyük dertlerle karşı karşıya olduğu, dört mevsimi kara kış gibi yaşadığı bir dönemde hiçbir siyasetçiye baharı yaşatmayacağımın sözünü veriyorum.” dedi. Ordu’da kendisini dinleyenlere seslenen Dervişoğlu, “Bir gün bu meydana sadece bir partinin genel başkanı olarak değil, içinizden çıkmış bir evladınız olarak, bu ülkeyi yöneten Müsavat Dervişoğlu olarak geleceğim” şeklinde konuştu.
Kendisini bekleyen kalabalığa “Ne kadar güzelsiniz” diye seslenen Dervişoğlu, “Hayatın kucağında daha küçük bir çocukken adam olmayı öğrendiğim kendi memleketimdeyim. Allah hepinizden razı olsun. Büyük sevdaların, unutulmaz hasretlerin, yaşanan güzelliklerin merkezindeyim. Yetişmemde katkısı olan eli öpülesi büyüklerimin, kucaklanası kardeşlerimin bağrındayım. Bugün burada bir siyasi partinin genel başkanı olarak değil, bir memleketin hasretiyle yanıp tutuşan buranın bir evladı olarak huzurunuzdayım. Hepinizi en içten duygularımla, sevgilerimle selamlıyorum.” dedi.
Konuşma yaptığı meydanda vatandaşlara seslen büyüklerini hatırladığını söyleyen Dervişoğlu, “Bu meydandan kimler geldi, kimler geçti. Samimiyetiyle nam salmış Süleyman Demirel burada konuştu. Nezaketiyle nam salmış Bülent Ecevit bu meydanda konuştu. İmanı ve mücadele cehdi ile nam salmış Necmettin Erbakan bu meydanda konuştu. Alparslan Türkeş bu meydanda konuştu. Ordu’nun duayen siyasetçileri bu meydanda konuştu. Bu meydanda konuşurken gururluyum, onurluyum. Bunu bana bahşettiğiniz için her birinizi ayrı ayrı kucaklıyorum.” ifadelerini kullandı.
Babasının hatırasını anlattı
Bu topraklarda büyüdüğünü kaydeden Dervişoğlu, “Rahmetli babam, biz 3 kardeşe; Adalet, Müsavat ve Hürriyet diye isim koydu. Evlenme cüzdanına yazdı ve dedi ki; ‘Ömrünüz boyunca isminizin anlamlarının peşinde koşun’ Ben o günden bu yana adaletin, hürriyetin, eşitliğin ve kardeşliğin peşinde koşuyorum. Bu duyguyu yaşatmak için de mücadele ediyorum. Türkiye’nin neresinde, hangi sorumluluğu üstlendiysem sizleri doğru temsil etmeye gayret sarf ediyorum. Hiçbir siyasi kariyer planı yapmadan bugünlere geldim. ‘Yarın ne olacağım’ diye hiç düşünmedim. Her şeyi Cenab-ı Allah’ın takdirine bıraktım. Şimdi huzurunuzda TBMM’de grubu bulunan büyük bir siyasi partinin genel başkanı olarak bulunuyorum. Çocukluğumdan bu yana ne yaşadıysam hepsini sizden öğrendim. Hangi makamda olursam olayım benim için en büyük şeref; Fatsa’yı ve Fatsalıları temsil etmektir” diye konuştu.
“Dün size emanettim. Bugün size emanetim, yarın da size emanet olacağım.
Dervişoğlu, “İsmimizi yaşatma vasiyetini rahmetli babamızdan aldık ama Fatsa’nın sosyal iklimi de bizi isimlerimizle müsemma hale getirdi. Çocukluğuma özlem duyuyorum. Eski Fatsa’yı özlüyorum. Eski Fatsa’nın kardeşliğini, dostluğunu özlüyorum. Kendimi hala, elimizde eski okul çantaları ile yola düştüğümüzde, kentin her yerindeki insanlarına emanet edilmiş bir çocuk gibi hissediyorum. Hala size emanetim. Dün size emanettim, bugün size emanetim, yarın da size emanet olacağım.” şeklinde konuştu.
“Fatsa’dan bir tane bile hain çıkmadı”
Güzel günler ardından 70’li yılların gereksiz kavgaları ile karşı karşıya kaldıklarına işaret eden Dervişoğlu, “O güzel günlerden 70’li yılların gereksiz kavgalarına geldik. Dedim ya; sebepsiz ve anlamsız kavgalar. Ancak kavgamızın yine hepimizi müşterek kılan bir anlamı ve değeri vardı. O gün belki mektep çayırında top oynarken tanıştığımız kavgayla, daha sonra memleket sevdası için baş başa kaldık. Bu memleket sağcı yetiştirdi. Bu memleket solcu yetiştirdi, akıncı yetiştirdi, devrimci yetiştirdi, ülkücü yetiştirdi ama bu memleketten bir tane bile hain çıkmadı.” dedi.
Türkiye’nin yakın tarihine dikkat çekti
“Güllük gülistanlık kavgadan, o kavgaların yaşandığı ortamlara nasıl geldiniz?” sorularıyla karşılaştıklarını anlatan Dervişoğlu, “Kendi kendimize gelmedik. Biz 60’lı yıllarda doğan çocuklarız. 60’da ihtilal oldu, çocukluğumuza şekil verdi. 71’te muhtıra oldu, delikanlılığımıza şekil verdi. 80’de ihtilal oldu, gençliğimize ve geleceğimize şekil verdi. Dünyanın başka bir ülkesinde, hayatının ilk 20 yılında 2 ihtilal ve 3 ihtilal nitelikli muhtıra ile karşı karşıya kalan başka bir millet olmaz. Eğer bizim yaşadıklarımızı Belçikalı, Hollandalı, Lüksemburglu yaşasaydı, 250 metreye bir tımarhane kurarlardı. Ama biz Allah izniyle vatan ve millet sevgimizle, Atatürk sevgimizle, Cumhuriyet’e olan bağlılığımız ile yine meydanlardayız” ifadesini kullandı.
“Allah’a şükürler olsun ki; sizlerin elinde büyümüşüz”
Geride bıraktıkları acılara tebessüm ettiklerini dile getiren Dervişoğlu, “Bizler dünden bugüne kavgalarını taşımayan insanlarız. Bizler barışabilen, bizler kaynaşabilen, bizler anlaşabilen, bizler kucaklaşabilen insanlarız. Bize büyüklerimiz hep sahip çıktı. Sokaklarda kavga ettiğimiz dönemlerde bile bir düşmanlık oluşmasın diye, ailelerimizin kucağında bize her zaman olduğu gibi sevgi aşılandı, iyilik öğretildi. Bize bunu öğreten, üzerimizde hakkı olan her büyüğüme şükranlarımı sunuyorum. Yetişmemde katkısı olan öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum. Allah’a şükürler olsun ki; sizlerin ve onların elinde büyümüşüz.” şeklinde konuştu.
Dervişoğlu’ndan “Cumhuriyet” tanımı
“Cumhuriyet nedir?” sorusu üzerine Süleyman Demirel’in, “Beni İslamköy’den alıp, Cumhurbaşkanı yapan rejimin adıdır” cevabını verdiğini hatırlatan Dervişoğlu, “Ben de şimdi size diyorum ki; Beni Fatsa’dan alıp, İYİ Parti’nin başına genel başkan yapan umudun adıdır Cumhuriyet. Buraya siyaset yapmaya gelmedim. Bir günlüğüne siyasette uzaklaşıp, gönül limanınıza sığınmaya geldim. Fatsa, çıktığım bütün yolculukların manevi kalesidir. Ama bir liman da gönlünüzün dışında başka bir yerde var. Buradan kuş uçuşu 1 saat tutar; Samsun Limanı. Biz neden hep bir ve birlikteyiz biliyor musunuz? Hep o limana yanaşacak, Bandırma Vapuru’ndan inecek Mustafa Kemal Atatürk’ü bekliyoruz. O’nun kurduğu Cumhuriyet’in, O Cumhuriyet’in değerlerinin, o Cumhuriyet’in bize sağladığı imkanların sonuna kadar peşinde olma iradesini sergileyeceğimizden asla şüpheniz olmasın.” değerlendirmesini yaptı.
“Meydanlarda Türkiye’nin geleceği konuşulmuyor”
Alandakilere seslenen Dervişoğlu, “Buraya size İYİ Parti rozeti takmaya gelmedim. Çocukluktan bugüne, bana öğrettiğiniz iyilikten zerre sapmadığımı ve üzerime yüklediğiniz iyilik sorumluluğunu, taşıdığım iyilik nişanesini asla terk etmeyeceğim sözünü vermeye geldim. Meydanlar sahipsiz, meydanlar öksüz, meydanlarda artık Türkiye’nin geleceği konuşulmuyor. Bu meydanların artık sahipsiz bırakılmaması ve bir umut meşalesinin yeniden yakılmasına ihtiyacı var.” dedi.
Yeni anayasa ve eğitimde müfredat tartışmaları
Yeni anayasa ve eğitimde müfredat tartışmalarına değinen Dervişoğlu, “Siyaset yapmayacağım diyorum ama hiç siyaset yapmazsan basın mensubu arkadaşların konuşmamı yadırgayabilirler. O yüzden söylüyorum; emeklisi, dulu ve yetimi, atanamayan öğretmeni, tenceresini kaynatamayan sabit gelirlisi, kendisine vize kuyruklarında istikbal arayan geçlerimizle bir ve beraber olmaya; onların hak ve hukukunu savunmaya devam edeceğim. Buradan, kendi memleketimden sesleniyorum; benim vatandaşımın bu büyük dertlerle karşı karşıya olduğu bir dönemde, dört mevsimi kara kış gibi yaşadığı bir dönemde hiçbir siyasetçiye bu meydanlarda baharı yaşatmayacağımın sözünü veriyorum. Türkiye’nin yıkıcı sorunlarını unutturmaya çalışarak, sıradan tartışma yaratmak isteyenlerin oyununa düşmeyeceğimi açık ve net bir biçimde ifade ediyorum. Türkiye’nin yakıcı sorunlarını konuşmayı bir tarafa bırakıp, yapay tartışmalarla bu milletin meşgul edilmesine asla izin vermeyeceğim. Bugün gündemde bulunan Anayasa tartışmalarının ve bugün gündeme taşınan Milli Eğitim’deki müfredat tartışmalarının elbette bir tarafı olacağız ama Türkiye’nin yaşadığı büyük problemlerin üstünü örtmesini vesile olacak tartışma zemeninin figüranı olmayacağız. Milli Eğitim müfredatından Mustafa Kemal Atatürk’ün izini sildirmeyeceğiz. Ekmek bulup, bulamayanların; tencere kaynatıp, kaynatamayanların; çocuklarını istikbal temin edip, edemeyenlerin; dertlerine derman olma arayışını sürdürmeye devam edeceğiz. ‘Bu dertleri unutun, biz bir Anayasa yapacağız’, diyenlere buradan sesleniyorum; bu millete ‘Ekmek bulamazsanız Anayasa yiyin’ dedirtmeyeceğiz.” dedi.
“Yanımdaysanız dünyaya kafa tutarım”
Kendisini dinleyenlere “Siz yeter ki, benim yanımda olun” diye seslenen Dervişoğlu, “Benim yanımda ve arkamdaysanız, ben Müsavat Dervişoğlu, vallahi de billahi de dünyaya kafa tutarım. Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, yolsuzluğa, hırsızlığa, uğursuzluğa; asil ve soylu Fatsa’dan öğrendiğim direniş kültürü ile baş kaldırırım. Şimdi yeni bir yolculuğa kendi kentimden, kendi şehrimden başlıyorum. Adalet, eşitlik, hürriyet ve kardeşlik peşimde sonuna kadar mücadele edeceğim. Ne görüp, öğrendiysem sizden öğrendim. Ne yaptıysam, sizden öğrendiklerimle yaptım. Her şeyi sizden, Fatsa’dan, büyüklerimden ve kardeşlerimden öğrendim. İşte huzurunuzdayım. Ben sizin Müsavatınızım. Ben sizin Müsavatınız olmaya sonuna kadar devam edeceğimin yeminini vermek için buradayım.”
Kıvılcımın yakıldığı yer Fatsa
Kendisiyle ilgili hiçbir kariyer planı yapmadığını, hiçbir şahsi hesabın içine düşmediğini
vurgulayan Dervişoğlu, “Her şeyi Cenab-ı Allah’a teslim ettim. Milletime hayırlı olsun, bana hayırlı olan ülkeme ve memleketime hayırlı olsun, bana hayırlı olan şahsıma ve aileme hayırlı olsun diye yakardım. Cenab-ı Allah’tan da bu duanın karşılığı olarak ne istediysem aldım. Buna binlerce kez şükürler olsun. Madem ki ben, hayır istedim ve bu bana nasip oldu, biz o hayrın peşinden hep birlikte, el ele, kol kola koşmaya devam edeceğiz. Hayrın peşinde koşacağız ve göreceksiniz Allah nasip edecek; bir gün bu meydana sadece bir partinin genel başkanı olarak değil, içinizden çıkmış bir evladınız olarak, bu ülkeyi yöneten Müsavat Dervişoğlu olarak geleceğim. Bunun ilk kıvılcımının yakıldığı yerdir Fatsa. Çünkü bu kıvılcımın yakıldığı yer, maziye dönerseniz ilk kararın alındığı yerdir Fatsa. Taşına, toprağına, suyuna kurban olduğum memleketim. Ben sizin iradenize kendimi teslim ediyorum. Bu meydana gelenlerin farklı düşüncelerden olduğunu biliyorum. Biz eğer Fatsa’yı birleştirebilirsek adınız gibi emin olun, Türkiye’yi de birleştiririz.” diye ekledi.
Bir yanıt yazın